Sanatın Büyülü Dünyasında Haftanın Yansımaları
Tiyatro
Ankara DT “Çehov
Makinesi”
“Çehov Makinesi”
adlı oyun, yazar Anton Çehov’un yaşamının son dönemlerini ve
ölümüyle yüzleşirken, eserlerindeki karakterlerle etkileşimini
ele alıyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun “Çehov Makinesi”
adlı bu oyunu, 1-4 Mayıs tarihleri arasında saat 20.00’de Şinasi
Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.
Oyun, Çehov’un verem
hastalığına yenik düşerken, kendi yaratıklarıyla dolu bir
dünyada dolaşırken yaşadığı içsel çatışmayı ve zihinsel
yolculuğunu izleyicilere aktarıyor. Karakterler, sadece oyunlarının
sahnelerinde değil, aynı zamanda gerçek hayatta da var olma
arzusunu Çehov’un zihninde canlandırıyor. Bu bağlamda, oyun
yazarının kendi yaratıları ve ölüm arasında sıkışıp
kaldığı felsefi düşünceleri ve duygusal deneyimleri seyirciyle
buluşturuyor.
“Çehov Makinesi”;
yazarlık, sanat ve ölüm kavramları üzerine derinlemesine
düşündüren bir yapıt olarak, seyircilere sanatın ve yaşamın
kırılgan doğasını hatırlatmayı amaçlıyor. Oyun, izleyicileri
Çehov’un kendi iç dünyasına ve sanatının derinliklerine bir
yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda izleyicileri kendi varoluşsal
sorgulamalarına yönlendiriyor.
Ankara DT “Kontrabas”
Ankara
Devlet Tiyatrosu’nun sahneleyeceği “Kontrabas”, ünlü
yazar Patrick Süskind’in kaleminden çıkmış, bir müzisyenin
yaşamına odaklanan ve birçok temayı işleyen bir oyundur. Yazarın
“Koku” adlı romanıyla tanınan Süskind’in oyunu,
toplumun, bireyin, müziğin, cinselliğin ve hiyerarşinin yanı
sıra daha birçok konuyu ele alır.
Çevirmenliğini
Hale Kuntay’ın yaptığı ve Metin Belgin’in yönettiği
“Kontrabas”, 1-4 Mayıs tarihleri arasında Oda
Tiyatrosu’nda saat 18.30’da seyirciyle buluşacak. Oyun, bir
müzisyenin gözünden dünyayı ve insan ilişkilerini sorgularken,
aynı zamanda derinlemesine bir karakter analizi sunar.
“Kontrabas”,
seyircilere müzikle dolu bir hikâye sunarken, aynı zamanda insan
doğasının karmaşıklığını, toplumsal normların etkisini ve
bireyin içsel çatışmalarını da keşfetme fırsatı veriyor.
Ankara Devlet Tiyatrosu’nun bu etkileyici oyunu, seyircileri derin
düşüncelere ve duygusal yolculuklara davet ediyor.
İzmir DT “Oyuncu (Ben –
Feuerbach)”
İzmir Devlet Tiyatrosu’nun
sahneleyeceği “Oyuncu (Ben – Feuerbach)”, Tankred Dorst’un
kaleminden çıkmış ve Sema Engin Edinsel tarafından Türkçe’ye
çevrilmiş bir oyundur. Gürol Tonbul’un yönettiği bu yapıt,
sahnelerden yedi yıl boyunca uzak kalan bir oyuncunun varoluş
mücadelesini anlatır.
Oyun, bir seçme sınavı için
sahneye çıkan bir oyuncunun içsel yolculuğunu merkezine alır.
Oyuncu, seçme sınavında performans sergilerken, geçmişle
hesaplaşır ve kendi varoluşunu sorgular. Yüzeyde bir seçme
sınavı gibi görünse de, daha derinlerde bir oyuncunun yaşadığı
içsel çatışmaları, mücadelesini ve yalnızlığını ele alır.
Oyuncunun, tiyatroya adanmış
bir yaşam sürerken yaşadığı zorluklar ve özlemleri, sahne
arkasındaki gerçeklikleriyle birlikte izleyiciye aktarılır. Her
oyun, oyuncunun iç dünyasına bir pencere açar ve sahne üzerindeki
performansı, kendi kişisel gerçekliğini yansıtır. Aynı
zamanda, oyuncunun asistanıyla olan diyaloğu ve geliştirdiği
oyunlar, onun iç dökme isteğini ve yaşadığı sırları dile
getirir.
“Oyuncu (Ben –
Feuerbach)”, izleyicilere oyunculuğun derinliklerine ve
tiyatronun gerçekliğine dair düşündürücü bir deneyim
sunarken, aynı zamanda insanın iç dünyasını keşfetme fırsatı
verir. İzmir Devlet Tiyatrosu’nun bu etkileyici oyunu, 1-4 Mayıs
tarihleri arasında Konak Sahnesi’nde saat 20.00’de seyirciyle
buluşacak.
Antalya DT “Shakespeare’in
Bütün Oyunları”
Antalya Devlet Tiyatrosu,
seyircilere eğlenceli ve yenilikçi bir deneyim sunmak için
sahnelenecek olan “Shakespeare’in Bütün Oyunları” adlı
oyunuyla dikkat çekiyor. Adam Long, Daniel Singer ve Jess Winfield
tarafından kaleme alınan bu eser, Leyla Özgüler Kalender
tarafından Türkçeye çevrilmiş ve Gökçe Yurtsal tarafından
yönetilmiştir.
Oyun, üç arkadaşın bir
araya gelerek Shakespeare’in bütün oyunlarını tek bir oyunda
sahnelemeye çalışmalarını konu edinir. Bu kafadarlar,
izleyicilere Shakespeare’i hatırlatmayı ve ona yeniden hak ettiği
değeri kazandırmayı amaçlar. Kendi ifadeleriyle “hafif
kısaltılmış” olarak hazırladıkları bu oyunla seyircileri
eğlendirmek ve sonunda cüzdanlarını doldurmak isterler.
“Shakespeare’in Bütün
Oyunları”, seyircilere hem eğlenceli bir tiyatro deneyimi
sunarken hem de Shakespeare’in klasik eserlerine bir gönderme yapar.
Oyun, Shakespeare’in unutulmaz karakterlerini ve öykülerini yeniden
canlandırırken, aynı zamanda sahne arkasındaki ekip çalışmasının
ve tiyatro dünyasının zorluklarını da gözler önüne serer.
Antalya Haşim İşcan Kültür
Merkezi, Küçük Salon’da 1-4 Mayıs tarihleri arasında saat
20.00’de seyirciyle buluşacak olan bu oyun, Shakespeare hayranları
ve tiyatro severler için kaçırılmayacak bir fırsat olacak.
Opera ve Bale
Ankara DOB “Zorba” M.
Theodorakis
Ankara Devlet Opera ve
Balesi’nin sahneleyeceği “Zorba” adlı eser, duygusal bir
hikâyeyi ve güçlü bir müzikal deneyimi bir araya getiriyor.
Hikâye, küçük bir Yunan
kasabasına gelen Amerikalı bir adam olan John’un etrafında
dönüyor. John, kasabanın geleneklerine ve kültürüne hayranlık
duyarak güzel bir dul olan Marina’ya aşık olur. Marina da John’a
karşılık verir, ancak bu durum köylülerin hoşuna gitmez.
Marina’nın, kasabanın yakışıklı delikanlısının ilgisini
görmezden gelmesi, köylülerin John ve Marina’ya karşı
tavırlarını daha da olumsuz etkiler.
Neyse ki, John’un dostu Zorba,
çiftin yanında durur ve onlara destek olur. Zorba’nın güçlü ve
özgür ruhu, John ve Marina’ya yaşamlarını sürdürme cesareti
verir. Ancak, köylülerin nefreti ve intikam arayışları,
Marina’yı zor durumda bırakırken, Zorba ise kendini yaşama
küstüğü bir noktada bulur.
Ancak, müzik ve dansın
gücüyle Zorba, tekrar hayata bağlanır ve sirtaki oynamak
suretiyle teselli bulur. John ve diğer kasaba sakinleri de bu dansa
katılarak yeni bir yaşamın kapılarını aralarlar. Herkes,
teselli, affetme ve dayanma gücü arayışı içindedir.
“Zorba”, sevgi,
dostluk, mücadele ve yaşamın anlamı gibi evrensel temaları
işleyerek izleyicilere dokunaklı bir hikâye sunuyor. Ankara Devlet
Opera ve Balesi’nin bu etkileyici eseri, müzik ve dansın büyüleyici
dünyasıyla seyircilere unutulmaz bir deneyim yaşatacak. Eser, 02
ve 04 Mayıs tarihlerinde saat 20.00’de Opera Sahnesi’nde
izleyicilerle buluşacak.
Konser
CSO Ada Ankara / “Oscar
Ödüllü Film Müzikleri”
Sinema dünyasının en ünlü
ve başarılı film müziklerini bir araya getirerek izleyicilere
unutulmaz bir deneyim sunuyor. Hans Zimmer, Ennio Morricone, John
Barry, John Williams ve Henry Mancini gibi usta bestecilerin
eserlerinden oluşan bu program, sinema tarihinde iz bırakan
yapımların müziklerini bir araya getiriyor.
Programın derleyicisi ve
yönetmeni olan Maestro Walter Proost, Hans Zimmer ve Ennio Morricone
gibi büyük ustalarla da birlikte çalışmış ve bu alanda
uzmanlaşmış bir isimdir. Sahnelediği tüm sanat merkezlerinde
büyük başarı elde etmiş olan bu program, izleyicilere sinemanın
büyülü dünyasına bir yolculuk vaat ediyor.
Zorro, Batman, Robin Hood, The
Mission, Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Gladyatör, James Bond
gibi efsanevi filmlerin unutulmaz müziklerini dinleyerek,
izleyicileri film müziğinin büyüleyici atmosferine davet ediyor.
“Oscar Ödüllü Film Müzikleri” programı, 4 Mayıs
Cumartesi günü saat 20.00’de CSO Ada Ankara Ana Salon’da
gerçekleşecek. Bu etkinlik, film müziği tutkunları için
kaçırılmayacak bir fırsat olabilir.
CSO Ada Ankara / Anıl
Şallıel’in “166 Days” Uluslararası Caz Günü Özel
Konseri
Anıl Şallıel’in “166
Days” adlı solo albüm projesi, Türkiye’deki yeni nesil cazın
önemli temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bu proje,
dünyanın farklı şehirlerinden ilham alarak hazırlanan bir albüm
ve dinleyicilere kültürler arası bir müzikal yolculuk sunuyor.
Projede, cazdan etnik müziğe
ve hatta rap’e kadar geniş bir müzikal yelpaze bulunuyor. Anıl
Şallıel’in turneleri sırasında yaşadığı farklı kültürel
deneyimlerin müziğine yansımasıyla şekillenen bu proje,
dinleyicilere benzersiz bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Ayrıca, dünyaca ünlü ses
sanatçısı Sevda Alekperzadeh ile birlikte çıkardığı “Excited”
adlı ikinci albümünden de seçkileri içeren bu konser,
albümleriyle benzerlik gösterse de daha büyük bir prodüksiyon ve
usta sanatçıların konukluğuyla dinleyicilerin karşısına
çıkacak.
Anıl Şallıel’in “166
Days” Uluslararası Caz Günü Özel Konseri, 2 Mayıs Perşembe
günü saat 20.00’de CSO Ada Ankara Ana Salon’da gerçekleşecek. Bu
etkinlik, caz müziğini sevenler için kaçırılmayacak bir fırsat
olabilir.
Sergi
Sevgi
Sanat Galerisi “Tuvalimdeki
Kadınlar” Meryem Cavga
Meryem
Cavga’nın “Tuvalimdeki Kadınlar” adlı resim sergisi, 2
Mayıs ile 31 Mayıs 2024 tarihleri arasında Sevgi Sanat
Galerisi’nde gerçekleşecek. Sanatçı, 1973 yılında Gümüşhane’de
doğmuş ve eğitimini Samsun’da tamamlamıştır. 1995 yılında
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Resim-İş Bölümü’nden mezun
olduktan sonra öğretmen olarak atanmıştır. Cavga, çalışmalarını
Samsun’da kendi atölyesinde sürdürmekte ve hem yurt içinde hem de
yurt dışında birçok karma sergiye katılmıştır.
Sanatçının
eserlerinde, modern zamanların insansızlaşan dünyasında imgenin
parçalanması ve görüntülerin deformasyonu soyutlama olarak
kendini göstermektedir. Cavga’nın tuvaline yansıttığı kadın
portreleri, yaşadıkları ikincil hissini ifade etmektedir. Bu
portreler, göz ardı edilen ve ikincil hissettirilen kadınların
öykülerini sanatın diliyle aktarmaktadır.
“Meryem
Cavga Resim Sergisi: Tuvalimdeki Kadınlar”, sanatseverlere
kadın deneyimini ve duygularını yansıtan dokunaklı bir sergi
deneyimi sunacaktır. Sergi boyunca ziyaretçiler, sanatçının
duyarlı ve etkileyici eserleri aracılığıyla kadınların
yaşamındaki deneyimlere ve duygulara derinlemesine bir bakış atma
fırsatı bulacaklardır. Sevgi Sanat Galerisi’nde düzenlenecek bu
sergi, sanat tutkunları için kaçırılmayacak bir etkinlik olacak.
Zülfü Livaneli Kültür
Merkezi
Çankaya Belediyesi ve Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi iş birliğiyle
düzenlenen sergi, üyelerin, gönüllülerin ve bağışçıların
katılımıyla gerçekleşecek. Türkan Saylan’ın “Eğer bir
yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk
senin ışığını bekliyorsa,
sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın! Ölüme saniyeler kalmış
olsa bile…” sözünden ilham alınarak düzenlenen bu etkinlik,
sanatın gücünü kullanarak eğitim alanında destek olmayı
hedefliyor.
3-19 Mayıs tarihleri arasında
Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan sergiden
elde edilecek gelir, “Bir Işık da Siz Yakın” ve
“Anadolu’da Bir Kızım Var” burs programları kapsamında
öğrencilere katkı sağlayacak. Bu burs programları, ülkemizin
tüm çocuklarının laik, bilimsel ve çağdaş bir eğitimden
geçerek aydın bireyler olmalarına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği’ne yakınlık duyan ve duyarlı sanatseverlerin bu etkinliğe
katılımı, bu önemli amaçlara destek olma ve toplumda pozitif bir
değişim yaratma adına büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu
sebeple, tüm gönül dostları ve duyarlı sanatseverler sergiye
davetlidir.
Çağdaş Sanatlar Merkezi
“Belleğin
Büyüsü” Hasan Kıran
“Belleğin
Büyüsü” adlı sergi, Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar
Merkezi’nde Eren Eyüboğlu Sergi Salonu’nda 3 Mayıs ile 29 Mayıs
tarihleri arasında ziyaret edilebilir. Sergide, Hasan Kıran’ın
eserleri yer alacak. Kıran, resimlerinde yaşadığı coğrafyanın
tarihsel, kültürel ve simgesel değerlerine referanslar yaparak
tutkulu bir bakış açısıyla kendini ifade ediyor. Yerel
kültürlere ait söylenceleri, inançları, düşsel-fantastik bir
atmosferde yorumluyor.
Kıran,
eserlerinde şamanik öğretileri, ritüelleri ve sembolleri;
Çatalhöyük’teki yerleşim planlarını, av sahnelerini, hayvan
motiflerini ve günlük yaşama dair imgeleri yorumlayarak resimsel
kurgunun bir parçası haline getiriyor. Bazı eserlerinde ise
şamanik müziğin büyüsüne kapılarak sinestezik algıya kapı
aralıyor. Bu şekilde, bilinçaltındaki soyut kavramlar bilinç
düzeyinde değişime uğrayarak yeni formal kompozisyonlara
dönüşüyor.
Ayrıca,
sergi kapsamında 12-18 ve 25 Mayıs 2024 tarihlerinde saat 15.00’te
Osman Hamdi Bey Sergi Salonu’nda “Ağaç Bakımı Uygulamaları”
isimli ücretsiz bir workshop gerçekleştirilecek. Bu workshop
çalışmaları, katılımcılara ağaç bakımı konusunda bilgi ve
deneyim kazandırmayı amaçlıyor.
Kitap
Everest Yayınları “Trak”
– Serkan Türk
Serkan Türk’ün ikinci
romanı, Ausgang’dan sonra okuyucularıyla buluşuyor. Roman,
birbirine sıkı sıkıya bağlı iki kardeşin, biri ölümle
sonuçlanan bir kaza sonrasında yaşadıkları deneyimi konu alıyor.
Tek bedende iki kişi olarak yaşamaya başlayan anlatıcı,
ninelerinden dinlediği hikâyelerle büyümüş ve yalnızlığı
bir gömlek gibi üzerine giymiştir. Romanın baş karakteri,
kazandığı bir burs programıyla memleketinden çok uzak bir yere,
hayran olduğu bir yazarın yanı başına düşer.
Serkan Türk, romanında
okunanların yanı sıra dinlenenleri de aktararak, yazılı ve sözlü
anlatımın bir arada var olabileceğini gösteriyor. Roman, iç içe
geçmiş yaşamları ve hatıraları bir matruşka gibi sunar. Her
hatırlama, dünyayı yeniden keşfetmeye benzer ve insanı derin
düşüncelere sürükler. Gözün ruhun dürbünü olduğu gibi,
aklın da bir yolu vardır. Romanın anlatıcısı, geçmişe
saplanıp kalmış bir insanın nasıl ileriye doğru adım
atabileceğini sorgular. Bu süreçte, insanın dış dünyayla olan
ilişkisi, iç dünyasını nasıl etkiler ve çıkış yolu
nerededir gibi önemli temalar ele alınır.
Romanın sonunda, anlatıcı,
Bay Ferrante’yi tekrar görmek fırsatı bulursa ona yaşadığı
deneyimi anlatmaya karar verir. Bu, romanın bir sonraki adımını
ve karakterin içsel yolculuğunu belirleyen önemli bir karardır.