TBB Başkanı Erinç Sağkan, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin konuştu. Sağkan, ilk 4 maddeye dokunulmamasına yönelik taleplerinin sürdüğünü belirtirken yargının bağımsızlığını sağlayacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, memleketi Gümüşhane’de, Gümüşhane Barosu yönetimi ile düzenlenen programa katıldı. Sağkan ‘yeni anayasa’ tartışmalarına ilişkin konuştu.
Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmemesi gerektiğini ifade eden Sağkan, yargının tamamen bağımsız ve tarafsız olmasını sağlayacak, HSK’nin siyasetin etkisinden kurtarılacağı yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sağkan, şu açıklamalarda bulundu:
“Bir hukukçu olarak bana sorulacak olsa, ben mevcut anayasada değişmesi gereken kendime göre unsurları söyleyebilirim. Örneğin, yargı başlarının içerisinde yargıyı tamamen bağımsız ve tarafsız hale getirecek bazı düzenlemeler yapılması gerekir. HSK’nın yapısının değiştirilmesi gerekir. Adalet bakan yardımcısının HSK yapılanmasının içerisinden çıkartılarak siyasetin etkisinden hakimler ve savcılar kurulunun kurtulması, uzaklaştırılması ve coğrafi teminatı, hakimlik teminatını gerçek anlamda hayata geçirecek bir HSK yapılanmasını sağlamak gerekir. Bunun için evet anayasa değişikliği gerekiyor.
İLK DÖRT MADDE VURGUSU
Bir anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesinin kesinlikle bu çalışmada farklı bir değerlendirmeye tabi tutulmayacağını yani ilk 4 maddenin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez kısmının ve anayasanın en önemli kısmı olan başlangıç hükümlerinin kesinlikle korunması gerektiği konusundaki kaygılarımızı dile getirmiştik. Buna ilişkin net somut görüş ortaya konulmadığı müddetçe de hiçbir anayasa çalışmasının içerisinde Türkiye Barolar Birliği’nin olmayacağını beyan etmiştik.”
İsrail’in Gazze’ye saldırılarıyla ilgili de konuşan Sağkan, bunun artık soykırım boyutuna ulaştığını, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yürüyen hukuki süreci takip edeceklerini söyledi:
“Türkiye Barolar Birliği, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde bu sürecin artık soykırım unsuru taşıdığını ve buna ilişkin özel kastın varlığının açık delillerle ortaya konulduğunu da ifade ettik. Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde ilgili sorumluların yargılanması için yasal başvurumuzu da yaptık. Bizim yapacağımız her şeyden önce hukuki başvuruları hayata geçirip, bu suçun cezasız kalmamasını sağlamak. Bizim açımızdan en önemli unsur bu. Burada altını çizdiğimiz konu, bu artık bir çatışma, bir saldırı olarak adlandırılamaz. Bu artık bir soykırımdır.”