Zabıta ile 16 Yıllık Dostluk: Midyeci Yasin’nin Gülümseten Mücadelesi

Zabıta ile 16 Yıllık Dostluk: Midyeci Yasin’nin Gülümseten Mücadelesi
A+
A-

Ben bu işin romantik tarafını hiç anlatmam. Çünkü midyecilik benim için sabah kahvesi, keyifli vitrin falan değil…
Ben 16 seyyar satıcılık yaptım.
Yani ne demek bu biliyor musunuz?
Her gün zabıtadan kaçmak.

Sabah kaç, öğlen yakalanma tehlikesi, akşam yine aynı yer.
Yaz demeden, kış demeden.
Yağmur var mı? Var.
Soğuk mu? Donuyoruz.
Gece mi? Gündüz mü? Fark etmez.

Ama ben yılmadım. Çünkü bu işi sevdim.

Bir Nokta, Bin Anı

Arkadaşlara bazen bir fotoğraf gösteriyorum. Diyorum ki:
“Bakın burası var ya… Ben yıllarca tam burada midye sattım.”

Sonra devam ediyorum:
“Ve buradan beni her gün zabıta kovdu.”

Ama işin komik tarafı şu:
11 sene boyunca aynı noktada durdum.

Zabıta geldi, ben gittim.
Zabıta gitti, ben geri geldim.
Bazen ben kazandım, bazen onlar.
Ama sonunda kazanan midye oldu

Kaçmaktan Yorulmadım, Çalışmaktan Vazgeçmedim

İnsanlar soruyor:
“Hiç bıkmadın mı?”

Bıkmak mı?
Bu işte bıkmak yok. Çünkü ben kaçarken bile gülüyordum.
Çünkü biliyordum ki bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir gün…
Bu tezgâh büyüyecek.

Bugün Gülüyoruz, Dün Koşuyorduk

Bugün geriye dönüp bakınca, o kovalamacalar bana ders oldu.
Direnci öğretti.
Sabretmeyi öğretti.
Ve en önemlisi; sevdiğin işten vazgeçmemen gerektiğini öğretti.

Zabıta kovdu, ben durmadım.
Soğuk vurdu, ben vazgeçmedim.
Yol uzun dediler, ben yürüdüm.

Çünkü bu iş benim işim.
Midye benim hayatım.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.