Ulusal seçimlerin de yaklaştığı o dönemde, Erdoğan iki yıl içinde 680,000 yeni konut yaparak afet bölgesini yeniden inşa etme, bu konutların 319 binini ise ilk bir yıl içinde teslim etme sözünü verdi. Ancak yeniden inşa süreci ile ilgili doğrudan bilgi sahibi olan üst düzey bir hükümet yetkilisi vaatlerin gerçekleşme oranının düşük olduğu belirtiliyor. Depremzedeler ise bu kışı nasıl geçirecekleri konusunda endişeli.
Onbinlerce kişinin hayatını kaybettiği, yüzbinlercesinin ise evsiz kaldığı Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaşamını bir konteynerde sürdüren Adıyamanlı depremzede İsmet Kaplan (62), depremde yıkılan binaların yerine inşa edilecek binlerce konuttan birine hak kazanıp kazanmadığını öğrenmek için bekliyor.
Kızını ve dört torununu kaybettiği depremde evi de yıkılan Kaplan, engelli eşi ile beraber sığındığı konteynerde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vaat ettiği binlerce yeni konuttan birine hak kazanabilmeyi umarken, bu bekleyişin çok uzun sürmesinden korkuyor:
“e-devletten başvurumun sonucunu sürekli kontrol ediyorum ama ne olacağını hiç bilmiyorum. Bu evlerden birine taşınabilmemizin yıllar alacağını düşünüyorum. Kışın ne yapacağız bilmiyorum.”
6 Şubat’taki yıkıcı depremlerin hemen ardından, enkazdan hâlâ yaralılar çıkarılırken, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça cesur vaatlerde bulundu.
ERDOĞAN: ‘319 BİN KONUT BİR YIL İÇİNDE TESLİM EDİLECEK’
Ulusal seçimlerin de yaklaştığı o dönemde, Erdoğan iki yıl içinde 680,000 yeni konut yaparak afet bölgesini yeniden inşa etme, bu konutların 319,000’ini ise ilk bir yıl içinde teslim etme sözünü verdi.
Afet bölgesindeki yeniden imar çalışmaları depremlerin hemen ardından başlamış olsa da, kamuoyu ile paylaşılan son rakamlar konutların hedeflenen sürede teslim edilebilmesi konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki eylül ayında yaptığı açklamada, kasım ayı itibarıyla 40,000 konutun teslim edilmesini planladıklarını söyledi. Deprem sonrası ilk bir yılda 319,000 konutu teslim etme planı gözönüne alındığında, geri kalan 279,000 konutun tamamının yaklaşık 3 ay içinde tamamlanıp hak sahiplerine teslim edilmesi gerekiyor.
‘HEDEFLENEN KONUTLAR İÇİN YETERLİ YENİ FON BULUNAMADI’
Türkiye tarihinin en yıkıcı depremlerinin ardından 8 ay geçmişken, Reuters’ın görüştüğü toplam bir düzineden fazla müteahhit, mühendis ve hükümet yetkilisi artan maliyetler, ekonomik belirsizlik ve bürokratik engellerin de etkisiyle başta depremden en büyük zararı gören kentler olmak üzere, hedeflenen konut teslimatlarına ulaşılmasının zor olduğunu belirtti.
Adının açıklanmasını istemeyen ancak yeniden inşa süreci ile ilgili doğrudan bilgi sahibi olan üst düzey bir hükümet yetkilisi, artan maliyetler nedeniyle yeni ihaleler için yeterli yeni fon bulunamadığını belirterek hedefin zamanında tutturulamayabileceğini söyledi.
‘YENİ TEDBİRLERE İHTİYAÇ VAR’
Bir başka yetkili de bütçe kısıtlamalarına atıfta bulunarak süreci hızlandırmak için yeni tedbirlere ihtiyaç olduğunu belirtti.
Her iki yetkili de, seçimlerin ardından Haziran ayında ekonomi politikasında yaşanan U dönüşü sonrası liradaki değer kaybı ile birlikte şirketlerin ihalelere ilgisinin azaldığını, bunun da yeniden imar çalışmalarına darbe vurduğunu söyledi.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI: ‘PLANLANDIĞI ŞEKLİYLE DEVAM EDİYOR’
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Reuters’ın süreç ile ilgili sorusu üzerine, “Deprem konutlarının inşası, açıklanan hedefler doğrultusunda, planlandığı şekliyle devam etmektedir” yanıtını verdi.
İletişim Başkanlığı’nın yazılı açıklamasında, “Şu an devam eden 200,000 konut inşasıyla birlikte 680,000 konut ve 170,000 ticari alandan oluşan toplamda 850,000 bağımsız bölüm etaplar halinde inşa edilerek afet bölgesindeki hak sahiplerine teslim edilecektir. Ekonomik gelişmelerin inşaat maliyetlerini etkileme olasılığına karşı gerekli sübvanse destekleri ve tedbirler alınmıştır. Hükümetimizin önceliği afet bölgesidir” denildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılan il bazlı son ayrıntılı verilere göre, 6 Ağustos itibarıyla yapımına başlanılan toplam yeni konut sayısı 123,000.
Depremde zarar gören 11 il bazında açıklanan veriler üzerinden Reuters’ın hesaplamalarına göre; veri tarihi olan 6 Ağustos itibarıyla, depremde en fazla hasar gören illerden Adıyaman’da 2 yıl içinde tamamlanması planlanan konutlardan yüzde 7’si, Hatay’da yüzde 13’ü, Malatya’da yüzde 14’ü, Kahramanmaraş’ta ise yüzde 22’sinin yapımına başlanmış durumda.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adıyaman Şubesi Genel Sekreteri Ufuk Bayır, iki yıllık süreçte yaklaşık 65,000 yeni konutun inşa edileceği Adıyaman’da bu yılın sonuna kadar sadece birkaç yüz konutun tamamlanarak teslim edilebileceğini tahmin ettiklerini söyledi.
BİNLERCE BİNA HÂLÂ YIKILMAYI BEKLİYOR
Depremde ağır hasar gören binlerce bina hâlâ yıkılmayı beklerken; onbinlerce depremzede de kışı çadır ve konteynerlerde karşılamak zorunda.
Hatay ve Adana’da yıkım ihaleleri alan Yusuf Can, bölgede hasarın kapsamının çok büyük olduğunu, bu nedenle sadece yıkım işleri ve oluşacak enkazı kaldırma işlerinin tamamlanmasının iki yılı bulabileceğini belirtti.
Can, “Sadece Hatay’da bile yıkım süreci bir yıl daha sürer. 11 ilin tamamına bakıldığında ise sadece yıkımlar için bile iki seneye ihtiyaç var. Hem hasar çok büyük, hem de kentte hala yaşayan bir halk olduğu için hızlı ilerleyemiyor” dedi.
300 BİN CİVARI BİNA YIKILDI YA DA AĞIR HASAR ALDI
6 Şubat depremlerinde 300,000 civarı bina yıkılmış ya da ağır hasar almıştı.
Yeniden imar çalışmaları kapsamında yapılacak konutlar için hükümet hak sahiplerine 2 yıl geri ödemesiz toplam 20 yıl vadeli, faizsiz kredi desteği imkanı açıklamıştı.
Kamu İhale Kurumu’nun web sitesindeki deprem bölgesi konut yapım ihalesi ilanlarına göre, nisan ayında sayısı günde beşe varan ihalelere karşın, mayıs ayında ise yavaşlama görülüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve Kamu İhale Kurumu, Reuters’ın bugüne kadarki toplam ihale sayısı, inşaatına başlanan konut sayısı ve ihalelerdeki yavaşlama ile ilgili sorularına yanıt vermedi.
İletişim Başkanlığı ise konu ile ilgili soruya, “afet bölgesindeki inşa faaliyetlerine ilişkin ihalelerde herhangi bir yavaşlamanın söz konusu olmadığı” yanıtını verdi; ancak herhangi bir sayı paylaşmadı.
Açıklamada, “Afetten en çok zarar gören şehirlerden Hatay ve Kahramanmaraş’ta inşaatların yavaş ilerlediği iddiası gerçek dışıdır. Bu bölgelerde yıkılan yapıların yanında ağır hasarlı yapılar da mevcuttur. Onların temizlenme ve yıkım süreçleri devam etmektedir. Bunun yanı sıra deprem konutlarının yapımı da planlandığı şekilde devam etmektedir” denildi.
HAK SAHİPLERİNE 1 MİLYON TL’YE KADAR KREDİ
Öte yandan geçen hafta, yeniden imar sürecini hızlandırabilecek bir adımla, yerinde yeniden yapılacak konutlar için hak sahiplerine kredi ve hibe desteği imkanı sunan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlandı. Kararname kapsamında yerinde yeniden yapılacak konutlar için hak sahiplerine 750,000-1 milyon TL kredi ile 750,000 TL hibe desteği sağlanması öngörülüyor.
Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Eylül ayında devlet medyasına yaptığı açıklamada, 200,000 konutun yapımına başladıklarını söylemiş, ancak TOKİ’nin iki yıl gibi bir sürede bu kadar çok sayıda konut yapmasının kolay bir iş olmadığını belirtmişti.
Özhaseki, “TOKİ’nin kapasitesi bir yılda 60,000-70,000 civarında. TOKİ’ye şimdi diyoruz ki ‘850,000 konutu yap’. Bu kolay bir iş değil” ifadelerini kullanmıştı.
Reuters’ın Bakanlık tarafından Ağustos ayında yayınlanan kapsamlı verilere dayanarak yaptığı analize göre, depremde en fazla zarar gören Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’da 2 yıl içinde yapılması planlanan konut sayısı depremzede 11 ilde yapılacak konutların yaklaşık yüzde 79’unu oluşturuyor. Söz konusu dört ilde yapımına başlanan konutların oranı ise yüzde 15 seviyesinde bulunuyor.
Söz konusu verilere göre, çok daha az sayıda konutun yapılacağı Gaziantep ve Kilis gibi illerde ise daha fazla ilerleme kaydedilmiş ve planlanan konutların yarıya yakınında inşaat çalışmaları başlamış durumda.
‘YEREL SEÇIMLER BELİRLEYİCİ ROL OYNAYABİLİR’
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner, Eylül ayında deprem bölgesine yaptığı ziyaretin ardından yaptığı değerlendirmede, afet sonrası yeniden inşa sürecinin, iyi planlanmış bir su, kanalizasyon, elektrik sistemi ile diğer altyapının sağlanabilmesi için için genellikle birkaç yıl sürdüğünü söyledi.
Ancak bölgenin yeniden inşa sürecinde yaşanacak bir gecikme, AKP’nin 2019’da muhalefete kaptırdığı İstanbul, Ankara ve diğer büyük şehirlerdeki belediye yönetimlerini geri almayı hedeflediği Mart yerel seçimlerinde belirleyici bir rol oynayabilir.
Erdoğan’ın bölgeyi bir yıl içinde yeniden inşa etme vaadinin geçen Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmen desteğini sürdürmesine yardımcı olduğunu söyleyen Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Mert Arslanalp, “Dolayısıyla, vaatlerini yerine getirememesinin de yerel seçimlerde sonuçları olabilir” dedi.
DEPREMİN EKONOMİYE MALİYETİ
Depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmaları sonrası hükümet kanadından yapılan açıklamalara göre, depremin Türkiye ekonomisine maliyeti 104 milyar dolar olarak hesaplanırken, bunun yarısından fazlasını ise konut hasarları oluşturuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Haziran ayında göreve gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, depremin bütçeye etkisinin çok büyük olduğunu belirterek, “GSYH’nin yüzde 10’una yakın bir şok var; bunun bir kısmı bu sene, büyük kısmı gelecek yıl yansıyacak” demişti.
Deprem kaynaklı harcamalar nedeniyle bu sene bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 6’ya ulaşması bekleniyor.
Bütçede öngörülen bozulmanın da etkisiyle kısmen vergi artışlarına da giden Şimşek, yılsonuna kadar yüzde 65’e yükselmesi beklenen enflasyonla mücadele etmek için de sert faiz artışları da dahil olmak üzere daha ortodoks politikalara doğru U-dönüşü yaptı.
U-dönüşünün bir parçası olarak lira üzerindeki kontrolün gevşetilmesi ise TL’nin Mayıs sonundan bu yana yüzde 26 değer kaybederek rekor düşük seviyelere gerilemesini beraberinde getirirken; müteahhitlerin büyük kısmı dolara endeksli olan maliyetlerinin de daha da artmasına neden oldu.
Üst düzey hükümet yetkilisi, artan maliyetlerin öngörülebilirliği “ciddi ölçüde azalttığına” işaret ederek, bu durumun ise şirketleri teklif verme konusunda isteksiz bıraktığını söyledi.
Sektör kaynaklarına göre ise, hali hazırda kamudan ihale alan müteahhitlerin artan inşaat maliyetleri nedeniyle zarar etmesini önlemek için hükümetin fiyat farkı uygulamasına gitmesi olasılık dahilinde.
İNŞAAT MALİYETLERİNDE SERT ARTIŞ
Sektörün çatı örgütlerinden İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu’nun (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu’nun verdiği bilgiye göre, inşaat sektöründe yılbaşından bu yana ortalamada yüzde 80 civarında maliyet artışı yaşanırken, son üç yıldaki kümülatif artış ise yüzde 600’leri bulmuş durumda.
Tellioğlu, “Yılbaşından bu zamana maliyetlerde yüzde 80 civarında artış var. Ama geçmiş seneleri de üst üste koyarsak artık tıkanma noktasına geldi. Bundan sonrasını sektör kaldıramaz, şu anda o boyuta geldi” dedi.
Söz konusu artışta enflasyon, kur, ithalat ve işgücü maliyeti gibi farklı unsurların etkili olduğunu söyleyen Tellioğlu, “Örneğin işgücünde çok ciddi maliyet artışı oldu. Geçen sene 600-700 lira olan usta yevmiyesi şu an 1500 lira. Yüzde 150’yi bulan artış söz konusu” dedi.
Yeniden imar sürecinde yer alan müteahhitlik firmalarından birinin üst düzey yetkilisinin verdiği bilgiye göre, inşaat şirketlerinin maliyetlerinin yüzde 70’e varan kısmı dolara endeksli durumda.
İletişim Başkanlığı ise maliyetlerle ilgili soruya verdiği yanıtta, “Bu dev kapsamlı proje için bütçe kaynaklarımız hazırlanmıştır ve gerektiğinde güncellemesi de yapılabilecektir” dedi.
DEPREM BÖLGESİNDE İŞÇİ BULMAK BÜYÜK SORUN
Deprem bölgesindeki yeniden imar çalışmalarındaki en büyük sorunlardan bir diğerini ise işgücü oluştururken; sektör temsilcileri, işçi bulamama sıkıntısının zaman zaman projelerde yavaşlamalara neden olduğuna işaret etti.
Adıyaman TMMOB’dan Bayır, müteahhitlerin işçileri ellerinde tutmakta zorlandığını, rakiplere kaptırmamak için ücretleri artırmak zorunda söyledi.
İşçilerini elinde tutmak için ödediği ücreti neredeyse katına çıkardığını söyleyen yıkımcı Can da, “Adana merkezde işçilerime günlük 650 lira veriyordum. Deprem bölgesinde ise günlük 1,350 lira veriyoruz, yoksa gelmiyorlar. Operatörler 20,000-22,000 lira maaş alıyordu, şu an deprem bölgesinde en acemi operatörüm 37,000 lira maaş alıyor. Ona rağmen eleman sıkıntısı var. İşçi sıkıntısı olduğu için inşaat prosedürü de yavaşlıyor” diye konuştu.
Eşi ve üç çocuğuyla birlikte Nisan ayından bu yana bir konteynerde yaşamını sürdüren Ümit Oktay (48) yeni bir ev vaadi nedeniyle terketmediği Hatay’da imar çalışmalarının bir an önce sonuçlanmasını bekliyor:
“Kümes büyüklüğündeki bir konteynerin içinde hareket etmek bile neredeyse imkansız. Ama bu kış düzgün bir evde yaşayacağımıza inancım yok.”