O ünlü masalda kraliçenin aynasının yerini günümüzde Instagram beğenileri aldı. “Telefon söyle bana kaç beğeni aldı bu fotoğraf?”
“Ayna ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı dünyada?” sözleri “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” masalıyla özdeşleşmiş bir soruydu. Doğruculuğu ile bilinen aynaya kraliçenin zaman zaman sorduğu soru bir açıdan megalomani ve bencillik duygularının tatmini olarak gözükürken bir yanda da hasetliğin timsali olarak vurgulanıyordu. Nitekim günün birinde aynanın prensesin kraliçeden güzel olduğunu söylemesiyle ipler kopuyor ve macera başlıyordu.
MASAL GERÇEK OLDU
Masal olarak bakılırken bile nice metaforik anlam yüklenen bu sorunun günümüzde artık gerçek karşılığını bulduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü sosyal medyanın yaygınlaşması, kişisel fotoğraf ve videoların yarışırcasına ortalığa dökülmesi nedeniyle kişi ne kadar güzel ve çekici olduğu sorularına beğeni ve takipçiler aracılığıyla yanıt alabiliyor. Toplumun o dönemki beğeni değerlerine göre bünyeye şekil verme çabası da bunun sonucu. Ancak bu yanıtların ne derece kişiyi tatmin ettiğiyse bir bilinmez olarak pek çok disiplinin araştırma konusu.
Avustralya’da yeni yapılan bir araştırma buradaki gerçekliği bir kez daha gözler önüne serdi. Çalışmanın sonucuna göre düzenli olarak sosyal medyayla etkileşime giren genç kadınların kendilerini aşırı derecede yargıladığı ve estetik ameliyatı düşünme olasılıklarının daha yüksek olduğu gösterildi. Katılımcıların (238 kişi) yüzde 16’sının önceden estetik ameliyat geçirdiğinin görülmesi yanında yarıdan fazlasının gelecekte estetik ameliyat yaptırmayı düşünebileceği de şaşırtıcı bir sonuç olarak ortaya kondu.
Kozmetik cerrahi kavramı, amaç olarak bireyin görünüşünü daha çekici veya estetik görünecek şekilde değiştirmek olduğu bir işlemdir ve beden yapılarının işlevini ve olağan görünümünü yeniden sağlamayı amaçlayan rekonstrüktif cerrahi ile karıştırılmamalıdır. Kozmetik cerrahi işlemleri özellikle sosyal medya tarafından çevrimiçi olarak sunulan idealize edilmiş görünümü elde etmeye yönelik olarak uygulanan girişim yollarından biridir. Ancak talebin özellikle gençlerde hızlı artışı beraberinde başka sorunları getirmeye gebedir.
BOTOKS VE YÜZ GERDİRME İLK SIRADA
Amerikan Yüz Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Akademisi (AYPRCA) tarafından yapılan bir anket sosyal medya fotoğraf paylaşımının bir sonucu olarak ameliyat taleplerinde yüzde 31’lik bir artış olduğunu ortaya çıkardı. Sosyal medya etkisinin bir sonucu olarak istenen prosedürler arasında rinoplasti, botoks uygulamaları ve yüz gerdirme listenin başında yer aldı.
Erkeklerin de bu estetik cerrahi furyasına ilgisiz kaldığını söylemek mümkün değil. AYPRCA araştırmasına göre erkeklerin, hayat arkadaşlarının da estetik ameliyat geçirmesi nedeniyle plastik cerrahi talep etme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve tüm erkek hastaların yüzde 20’sinin partnerlerinin kararından etkilendiğini gösteriyor. Rinoplasti ise genel olarak erkekler arasında en çok talep edilen cerrahi prosedür.
Herhangi bir nedenle iğne olacağı veya kazara bir yerinde ufak bir kesi olduğu zaman ortalığı ayağa kaldıranların bu estetik ameliyatlar nedeniyle çekebilecekleri ağrı ve ıstıraptan ne derece korktukları da ilginç sonuçlar arasında yer alıyor. Ameliyatı düşünürken çoğu hasta nasıl görüneceğini (yüzde 40) önceliklendiriyordu. Ardından maliyet (yüzde 33) ve iyileşme süresi (yüzde 21) geldi. Karşılaşabileceği acılar ise sosyal algı kararlarında çok küçük bir rol oynadı. Anlaşılan estetik meraklıları Nietsche’nin sözlerini biraz farklı yorumluyordu: “Beni öldürmeyen şey daha güzel yapar”.
YENİ ÇAĞIN AYNALARI
Artık fotoğraf ve video paylaşımına dayalı uygulamalarla yüklü telefonlar kraliçenin aynasının yerini aldı. Akıllar sürekli onda. Son çekilen selfie kaç beğeniye ulaştı?, bir öncekine ne yorumlar geldi?… Ondan da ötesi “O nemrut kızın o varoş makyajla çektirdiği foto nasıl olur da benden daha fazla beğeni alır?”. Ülkemizin instagram kullanıcı sayısında dünyada ilk beş ülke arasında olması bu güzel görünme, güzelleşme algısını ne kadar besliyor bilemiyoruz ama umarız Narkissos’un kaderini paylaşan çıkmaz.
Yunan mitolojisinde Narkissos adıyla bilinen Narsis için bir kâhin “Kendi yüzünü görmediği sürece dünyada yaşayacağını” bildirir. Kırlarda ovalarda gamsızca gezen Narsis birgün bir su kaynağının yanına gelir. Susamıştır ve bir parça içmek için eğilir. O esnada sudaki yansımada kendisini görür. Önce şaşırır, ne olduğuna anlam veremez ama sonra kendi görüntüsüne âşık olur. Ancak kehanet gerçekleşir ve Narsis gitgide halsizleşerek olduğu yere yığılır. Bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu çiçek ondan adını alan nergistir. İsmiyse yüzyıllarca kendini beğenme kavramının karşılığı olan “narsist” kelimesine dönüşür.
Günümüzde kendimizi güzel görmek uğruna estetik işlemlere maruz kalıp çevremizden takdirleri toplayabiliriz. Sonra bununla yetinmeyip cihanı âlemden de bu iltifatları almak için -filtrelerin de yardımıyla- görsellerimizi tüm sosyal medya alanlarına yayabiliriz. Ancak tüm bu uygulamalar elbet her zaman bizden çok daha güzel olanlar olduğunu gösterecek, söyleyecektir. Ne yazık ki böyle bir durumda pek çoğumuz için ne dönüşecek bir nergis çiçeği, ne de bizleri koruyacak yedi cüce olmayacak.
Kaynakça;
https://www.prnewswire.com/news-releases/new-survey-finds-social-media-is-a-major-influence-on-elective-surgery-191992411.html
Conboy L. Journal of Technology in Behavioral Science, 24 Agu 2023