Günümüzün hızla değişen dünyasında ebeveynler, çocuklarının yaşadığı duygusal ve davranışsal zorluklar karşısında kendilerini çoğu zaman suçluluk, kaygı ve çaresizlik arasında sıkışmış halde buluyor. Oysa modern psikolojinin bize sunduğu en güçlü rehberliklerden biri, çocukların “problemleri olan bireyler” değil, “henüz öğrenmemiş oldukları becerilerle” gelişmeye açık bireyler olduğuna işaret ediyor. Finlandiyalı psikoterapist Dr. Ben Furman’ın geliştirdiği Çözüm Odaklı Beceriler Yaklaşımı (Kids’ Skills), tam da bu bakış açısıyla ailelere umut verici bir yöntem sunuyor.
Bu yaklaşımın merkezinde yer alan temel ilke son derece sade ama bir o kadar da dönüştürücü:
“Çocukların problemi yoktur; yalnızca öğrenmeleri gereken beceriler vardır.”
Bu düşünce, ebeveynlikte suçlama döngüsünün yerini iş birliği, umut ve gelişim odaklı bir iletişime bırakır. Çünkü sorunlara değil, çocuğun neyi öğrenebileceğine odaklanan bir aile sistemi, hem ebeveyn hem de çocuk üzerinde rahatlatıcı bir etki yaratır.

Neden Beceri Odaklılık?
Çocuklar, tıpkı okumayı, yürümeyi veya bisiklete binmeyi öğrendikleri gibi; öfke yönetimi, sabır, bekleme, paylaşma, sakin kalma, konuşarak ifade etme gibi davranışları da öğrenilebilir beceriler olarak deneyimler. Dr. Furman’ın yaklaşımı da tam olarak bunu vurgular:
Bir çocuğun öfkeli olması, içine kapanması, kardeşine vurması veya uykuya direnmeyi “problem davranış” olarak değil, “öğrenilmesi gereken bir becerinin eksikliği” olarak görmek. Bu bakış açısı hem çocuğu suçlamaz, hem de aileye net bir yol haritası sunar.
Ebeveynler İçin 15 Adımlı Umut Veren Yol Haritası
Çözüm odaklı beceri yaklaşımı, çocukların yeni bir davranışı öğrenirken yalnız bırakılmamaları gerektiğini söyler. Bu nedenle süreç; beceriye bir isim vermekten, destekçiler belirlemeye, çocuğun kendine güvenini artırmaktan, beceriyi eğlenceli pratiklerle pekiştirmeye kadar uzanan çok adımlı, uygulaması kolay bir rehbere dayanır.
Ebeveynin “Bu davranış neden oluyor?” sorusu yerine “Çocuğum hangi beceriyi öğrenirse bu durum kolaylaşır?” sorusunu sorması bile aile içi atmosferi büyük ölçüde değiştirir. Çünkü açıklama arayışı çoğu zaman suçluluk ve tartışmaya götürürken, beceri arayışı çözüm ve iş birliği üretir.
Gerçek Hayattan Etkileyen Örnekler
Kitapta aktarılan birçok vaka, yöntemin ne kadar pratik ve etkili olduğunu gösterir. Örneğin altı yaşındaki Jasmin, tuvalette temizlik yapmaktan korktuğu için haftalarca sorun yaşayan bir çocukken; beceriyi birlikte isimlendirmek, faydasını konuşmak ve bir “destek takımı” oluşturmak onun davranışını tamamen değiştirmiştir. Jasmin’in annesiyle birlikte geliştirdiği “silme becerisi” kısa sürede başarıya ulaşmış ve küçük bir kutlamayla kalıcı hale gelmiştir.

Eleştiri Değil İş Birliği
Çözüm odaklı ebeveynlik, çocukların eleştiriyle değil destekle geliştiğini vurgular. Ebeveynin çocuğa kızmak, bağırmak veya “Neden böyle yapıyorsun?” diye sorgulamak yerine; “Bu durumda hangi beceriyi öğrenebiliriz?” diye sorması, ilişkiyi hem güçlendirir hem de çocuğa güçlü bir iç motivasyon kazandırır.
Bu süreçte ebeveynlerin de zaman zaman kendi becerilerini geliştirmesi mümkündür. Çocuğuna “Sabır becerisini öğrenmeni istiyorum” diyen bir anne, aynı anda “Ben de daha yumuşak konuşma becerisini öğreniyorum” diyerek örnek olabilir.
Sonuç: Çocuklar Öğrenir, Aileler Rahatlar
Çözüm odaklı ebeveynlik, ailelere şunu söyler:
Çocuğunuz zorlanıyor diye kötü bir ebeveyn değilsiniz. Sadece birlikte öğreneceğiniz yeni bir beceri var.
Bu yaklaşım, hem çocukların özgüvenini artırır hem de aile içi ilişkileri sevgi, saygı ve umut üzerine yeniden inşa eder.
Her çocuk öğrenebilir. Her ebeveyn destek olabilir. Ve her zorluk, doğru bakış açısıyla yeni bir beceriye dönüşebilir.