Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubeleri, kent genelinde örgütlü oldukları hastanelerde Filistin ve İsrail arasında yaşanan savaş ile ilgili basın açıklaması yaptı. Yapılan eş zamanlı açıklama da insanlık suçu işlendiğine dikkat çekildi.
SES İzmir Şubeleri, Filistin ve İsrail arasında yaşanan savaş ile ilgili örgütlü oldukları Alsancak Devlet Hastanesi, Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi, Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde basın açıklaması yaparak savaşta insan suçu işlendiğini söyledi.
İşyeri temsilcileri tarafından okunan açıklamalarda şu ifadelere yer verildi:
“Hamas’ın 7 Ekim sabahı başlattığı İsrail’e yönelik Aksa Tufanı “operasyonu” İsrail ve Filistin arasındaki gerilimi yeni bir aşamaya yükseltti. 1948’de Filistin halkını zorla yerinden edip bugün bu halkı kuşatılmış bir biçimde yaşamaya zorlayan Siyonist İsrail devleti bugünkü tablonun da sorumlusudur. Gazze halkı yıllardır açık bir hapishanede yaşamaya zorlanmıştır. Filistin halkına İsrail’in 2008-2023 yılları arasında düzenlediği ve Filistin’in 300 bin kişiden fazla kayıp verdiği dört büyük harekât ve kesintisiz tacizler karşısında büyük ölçüde sessiz kalan emperyalizmin kalelerinden ve bölgedeki aparatlarından İsrail’e destekler ya da ‘itidal’ telkinleri yükseliyor. Oysa İsrail topları ve uçakları Gazze Şeridine yönelik bombardımanlarını herhangi bir gerekçeye ihtiyaç duymadan taş üstünde taş bırakmamacasına sık sık tekrarlarken, zaman zaman tank harekatlarıyla sivil halka zulmetmeye devam etti. Trump taraflı ya da tarafsız destekler eşliğinde üç dinin kutsallarının bulunduğu Kudüs’ü başkent ilan ettiğinde de aynı durum söz konusuydu. Buna dayanarak Siyonist İsrail de bu kentin özel statüsünü yok saymış, Mescidi Aksa’yı ve dolayısıyla Filistinlilerin inançlarını saldırı hedefleri arasına almıştı. İsrail saldırıları dur durak bilmeden masum Filistin halkının imhası, aşama aşama devam ediyor. Gazze de su, elektrik, temel tüketim maddelerinin olmadığı, gelen insani yardımlarına İsrail tarafından izin verilmediği, 2 milyon Filistin halkının ölüme terk edildiğini dünya emperyalist ülkeleri seyretmekle yetiniyor.
“SAVAŞ SUÇU İŞLEYEN İSRAİL ARTIK DURDURULMALI”
Dün akşam Gazze’de el-Ehli Baptist Hastanesi’ne İsrail’in düzenlediği saldırıda yüzlerce hasta, çoluk çocuk, sağlık personeli hayatını kaybetti. Savaş suçu işleyen İsrail artık durdurulmalı, savaşlarda dokunulmayan sağlık kuruluşları hedef alınmaya başlandı. Yasak olan kimyasal kitle imha silahları kullanıyor İsrail Siyonist yönetimi. Filistin sorunu tarihsel bağlamından koparılarak bugünkü saldırıları açıklamak mümkün değildir. Bu sorunu sözde çözmek üzere düzenlenen zirvelerde İsrail’in yarattığı fiili durumu veri kabul ederek Siyonist devletin çıkarlarını gözeterek kararlar alanlar da sorunu daha da karmaşıklaştırmış, Filistin’in elini kolunu bağlayarak İsrail’e yeşil ışık yakmaya devam etmişlerdir. İsrail’in süreklilik kazanmış Filistin ulusuna yönelik saldırganlığı ve zulmü koşullarında “önce kim saldırdı?” sorusu anlamsız kalmıştır.
“ABD VE AVRUPALI EMPERYALİSTLER SADECE HAMAS’I KINAYARAK AÇIKÇA İSRAİL VE SALDIRGANLIĞINI DESTEKLEMEKTEDİRLER”
ABD emperyalizminin kullanışlı aparatı siyonist İsrail yönetiminin yıllardır izlediği politikalar NATO toplantılarının sonuç protokollerinde ilan edilen paylaşım savaşlarının derinleştiği bir düzlemden gerilime hizmet etmeye devam ediyor. Bölgenin fay hatları birikimi taşıyamaz hale geldi. ABD ve Avrupalı emperyalistler sadece Hamas’ı kınayarak açıkça İsrail ve saldırganlığını desteklemektedirler. Açıktır ki, hak eşitliğinden söz etmeden yapılan kınamalar bizzat kendileri halklara saldıran emperyalistlerin karakteridir. Hamas’ın saldırıları da emperyalizmin dünya düzeni için bir nimet olarak değerlendirilecektir.Bugün her İsrail operasyonunda canı yanan, zulüm altındaki Filistin halkı yalnızdır. Yurttaşlık haklarına sahip olamayan, devletleri tanınmayan, yaşam alanları her gün biraz daha daralan bir şeride sıkışan Filistinliler’in halkların demokratik vicdanından başka desteği yoktur. İsrail Siyonizmi’nin hak tanımazlığı karşısında tarafsızlık ya da “arabuluculuk” tutumu alınamaz. Ulusal siyasal hak eşitliği ve devlet olma hakkı talep eden Filistinliler haklıdır; bu mücadele desteklenmeli ve Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir “çözüm” kabul edilmemelidir. Siyonist İsrail’in tutumu karşısında Filistin halkının yanındayız. Filistin ve İsrail halklarının eşit siyasal haklara sahip olması gerektiğini savunuyoruz. İsrail’in işgal altında tuttuğu toprakların kaderi iki halk tarafından ortaklaşa belirlenmelidir. Sonu gelmeyen saldırıların durdurulmasının yolu budur””